Benim olmadığını bildiğim halde neden onun
için hala endişeleniyorum ve neden yüreğim hala onun için meraklanıyor. O kadar
çok cevapsız sorularım var ki kendi içimde yaşadığım.Nedir bu yaşadığım? Bitmek
bilmeyen bir aşk mı, tutku mu, yoksa alışkanlık mı? Dün sabah yoğun ve tempolu
bir güne başlamıştım.Bir yandan hastanenin denetim işleri, bir yandan yeni
ihaleler…Aslında işin yoğunluğundan şikayetçi değilim.En azından onu düşünmemi
engelliyordu.Onu
düşünmemek, evet bunu başarmayı çok istiyorum.Çünkü defalarca gözlerime yağmuru indirmiş biri
yine aynı şeyi yapmıştı.Son iki senedir hep aynı tarihte farklı şehirlerde, başka başka
kelebeklerde hayat buluyordu onun gözleri. Ewt belkide delice kıskanıyordum,bazende
ondan bir kere daha nefret ediyordum. Söylenmiş onca sözler , verilmiş onca
yeminlerimiz varken… Ellerimi açıp bakıyorum da ellerimde izi olan birinin
yerine başkası nasıl dokunabilirdi. Düşünüyorum da zaten sevmemiş bir insan
hayatına birini alıp boşluğu doldurabilirdi. Kızıyorum, hemde hiç olmadığı
kadar...
İşin yoğunluğundan öğlen vaktinin nasıl geldiğini anlamadım.Arkadaşlar odama gelip, “hadi yemeğe gidiyoruz” dediklerinde o an ki işimi bitirmeden kalkamazdım yerimden. Çokta acıkmıştım.Ama yarım bırakılmış şeylerden hiçbir zaman hoşlanmazdım.Hayatım boyunca bu hep böyle oldu. Neyseki işimi bitirmiştim ve arkadaşlarıma yetişmek için koşa koşa peşlerinden gittim. Nefes nefese kalmıştım. Tam o sırada bir arkadaş o şehirde patlamanın olduğunu ve 2 kişinin şehit 1 kişininde yaralandığını söylediğinde yüreğim kalkmıştı. İçimden dua ettim ne olur Allah’ım ona birşey olmasın, o olmasın diye. İnter sayfalarında haberlere baksamda net bir bilgi yazmıyordu.Nasıl haber alıcaktım , o kadar çaresizdim ki..Sadece dua etmekten başka hiçbir şey gelmiyordu elimden.Arkadaşlarımın yanından ayrılarak odama çıktım.Duyduğum haberle zaten doymuştum.Onun iyi olduğunu öğrenmem gerekiyordu. Saatler durdu sanki o an.Her nekadar bana yaşattığı şeylere rağmen ona kızgın olsamda , Bana ait olmadığını bilsemde onun canının yanmasını hiçbirzaman istemedim. Onun iyi olduğunu birşekilde öğrendim.Nasıl mı öğrendim? Belki uzaktaydı hemde kilometrelerce çok uzaklarda ama mesafeler insanlar arasındaydı. Kalp ve insan arasında mesafe yoktu. Sesini duymuyor olabilirsiniz, ona dokunamıyor, onun nefesini hissedemiyorsunuz belki ama insan isteyince herşeyi yapabilir,herşeyi öğrenebilir…Yeter ki İstesin !
İşin yoğunluğundan öğlen vaktinin nasıl geldiğini anlamadım.Arkadaşlar odama gelip, “hadi yemeğe gidiyoruz” dediklerinde o an ki işimi bitirmeden kalkamazdım yerimden. Çokta acıkmıştım.Ama yarım bırakılmış şeylerden hiçbir zaman hoşlanmazdım.Hayatım boyunca bu hep böyle oldu. Neyseki işimi bitirmiştim ve arkadaşlarıma yetişmek için koşa koşa peşlerinden gittim. Nefes nefese kalmıştım. Tam o sırada bir arkadaş o şehirde patlamanın olduğunu ve 2 kişinin şehit 1 kişininde yaralandığını söylediğinde yüreğim kalkmıştı. İçimden dua ettim ne olur Allah’ım ona birşey olmasın, o olmasın diye. İnter sayfalarında haberlere baksamda net bir bilgi yazmıyordu.Nasıl haber alıcaktım , o kadar çaresizdim ki..Sadece dua etmekten başka hiçbir şey gelmiyordu elimden.Arkadaşlarımın yanından ayrılarak odama çıktım.Duyduğum haberle zaten doymuştum.Onun iyi olduğunu öğrenmem gerekiyordu. Saatler durdu sanki o an.Her nekadar bana yaşattığı şeylere rağmen ona kızgın olsamda , Bana ait olmadığını bilsemde onun canının yanmasını hiçbirzaman istemedim. Onun iyi olduğunu birşekilde öğrendim.Nasıl mı öğrendim? Belki uzaktaydı hemde kilometrelerce çok uzaklarda ama mesafeler insanlar arasındaydı. Kalp ve insan arasında mesafe yoktu. Sesini duymuyor olabilirsiniz, ona dokunamıyor, onun nefesini hissedemiyorsunuz belki ama insan isteyince herşeyi yapabilir,herşeyi öğrenebilir…Yeter ki İstesin !
11/05/2016 FATMA ÇAPRAZ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder